Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan, “Partinin adına AK deyip de şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele konusunda belli bir duruş ortaya koymazsanız bu bir beka meselesi haline gelir. Burada neler yapılacağıyla ilgili somut adımları listelemiş durumdayız. Kanun metinlerimiz satırına, virgülüne kadar hazır" diye konuştu.
Ali Babacan, "7 Haziran’da oldukça kapsamlı bir beyanname açıkladık. 100 maddelik bir 2023 sözleşmesi vardı. Ancak beyanname içindeki unsurların tanıtımıyla ilgili başarılı bir performans sergileyemedik" dedi.
Babacan, NTV’de Oğuz Haksever’in sorularını yanıtladı.
Babacan’ın açıklamaları özetle şöyle:
"Eğitim programı 1 yıla çıktı"
Bütçemizin şartları ocak şubattan bu güne iyileşmiş durumda. Çiftçilerimizle alakalı kur artışından dolayı gübre fiyatlarında ciddi bir artış oldu. KDV’yi indirme gibi adımlar attık. İş başı eğitim programını 1 yıla çıkardık. 1 yıl boyunca beğenirse işveren artık kendi bordrosuna alacak. Bunun gibi 50-60 tane konu var. 7 Haziran’dan sonra şunu gördük. 13 yıllık bir iktidarımız var çok da güzel şeyler yaptık ama daha güzel şeyler yapacağız dememiz yetmiyor. Bunun da farkına vardık.
Siyasi partilerin asgari ücret konusundaki inandırıcılığı AK Parti kadar iyi değil. Burada rakamın ne kadar olacağı ve olması gerektiği konusunda ciddi hesaplar yapıldı. Sahada ücretler ne? Asgari ücret her yerde aynı ödenmiyor. İstanbul’da 1000 liraya işçi çalıştıramıyor, mümkün değil. Ama bugün başka bir şehirde 1000 lira vermek, iş veren için mümkün değil. Bunun için sahada araştırma yapması gerekiyor. Aralık 2016 geldiğinde asgari ücretin 1300 lira olmasını istiyoruz. Nihayetinde bir asgari ücret komisyonu var. Hükümetin de bir rolü var. Oldukça etkin bir yol. Olması gereken işçi ile işverenin oturup anlaşması. İşin mekanizmasını ve özelliğini dikkate almamız lazım. Bakanlar Kurulu kararı ile kanunla olacak bir şey değil.
İş veren kesiminden herhangi bir tepki var mı?Yatırım teşvik kapsamındaki yatırımlarda destek teşviki zaten sürüyor. Bu gruptaki bir yatırım ise asgari ücret üzerinden vergide büyük indirimler yapılıyor. İşverene vergi yükü konusunda büyük bir kısmını zaten biz üstleniyoruz. Seçimler geçsin, zaten asgari ücret tespiti aralık ayında yapılır. Üzerinde çalışılabilecek çok unsur, 1300 lira nokta değil. İşvereni zora sokmak istemeyiz. Kayıt dışılığı artırmak istemeyiz. İş tehlike sınırına göre ayrı ayrı asgari ücret tespiti mümkün. Bunu da daha önce açıkladı. 17 milyon insan var asgari ücretle ilgili.
Taşeron açıklaması
Orada biliiyorsunuz 700 bin 800 bin arası bir taşeron çalışan söz konusu. Zaman içerisinde alt işverenler sistemiyle işe alınabilecek ve o statüde çalışılabilecek işler var ama personel sınırı nedeniyle bazı kurumların taşeron türden kullanmak istediği çalışanlar var. Bir bakanlar kurulu kararıyla da yeni düzenleme gerekti. Mevcut sistemdeki maduriyetleri gidermek için elimizden geleni yaparız. Bir yandan esnekliği koruyacak bir yandan da işvereni koruyacak çalışma yapılacak.
Gelir vergisi
Gelir vergisi şu anda TBMM’de. Meclis kapandı ama o kadük olacak yeniden canlandırılması gerekecek. Temel bakış açısı, gelir vergisi ve kurumlar vergisini tek bir kalemde toplamak. Kayıt dışı ile ilgili önlemler olacak. Bugünün gerçeklerine daha uygun bir mevzuat olacak.
Vergide adalet bir devletin en önemli görevlerinden bir tanesi. Vergi almak devletin asli bir görevi bunu da adil bir şekilde yapması lazım. Bunu sağlamadığında toplumda adalet duygusunu yerleştirmek de zor oluyor. Bu çok önemli. 2002 yılından bu yana Türkiye’de gelir dağılımı düzeliyor. G20 ülkelerinde ise gelir dağılımı bozuluyor. Tek başına yeterli değil belki ama en azından vergiyi doğru bir şekilde düzenlerseniz bir şekilde düzene girebilir.
"Milli gelirin yüzde 1'i"
Şu anda bizim vaatlerimiz milli gelirin sadece yüzde 1’ine denk geliyor. 2002den bu yana en büyük görevimiz bütçe açıklarını kapatmaktır. Açıklanmış olan vaatler ki asla bizi mali disiplinden uzaklaştırmamalı dedik. Daha önce Orta Vadeli Program’daki hedeflerden çok fazla uzaklaşmamalı dedik. Diğer siyasi partilerin vaatleri gerçekleşirse, 150 milyar dolara yakın bir maliyet, bu da milli gelirin yüzde 7sine denk geliyor, bunların gerçekleşmesi demek Türkiye’nin 2002 yılına geri dönmesi demek.
"13 bütçe yaptık"
Biz 13 tane bütçe yaptık, daha önce bütçe yapmayan arkadaşların vaatlerine bakmak lazım. Bütçe tecrübesi sadece bizde var. 13 yıldır biz yapıyoruz. Biz ne söz verdiysek şimdiye kadar, bunu yerine getirmenin azami çabası içinde olduk. Güçler ayırımı gereği meclis var. Meclis te daha farklı şeyler gündeme gelebiliyor. AK Parti’nin seçim beyannamesi kurumsal bir belgedir ve herkes bu belgenin arkasında durur.